Akıllı Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Akıllı Forum


 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
En iyi yollayıcılar
ADMİN (678)
Hermesçilik ve Kökeni I_vote_lcapHermesçilik ve Kökeni I_voting_barHermesçilik ve Kökeni I_vote_rcap 
>Den1z< (315)
Hermesçilik ve Kökeni I_vote_lcapHermesçilik ve Kökeni I_voting_barHermesçilik ve Kökeni I_vote_rcap 
Burcum (191)
Hermesçilik ve Kökeni I_vote_lcapHermesçilik ve Kökeni I_voting_barHermesçilik ve Kökeni I_vote_rcap 
ebuş (183)
Hermesçilik ve Kökeni I_vote_lcapHermesçilik ve Kökeni I_voting_barHermesçilik ve Kökeni I_vote_rcap 
emre dagli (104)
Hermesçilik ve Kökeni I_vote_lcapHermesçilik ve Kökeni I_voting_barHermesçilik ve Kökeni I_vote_rcap 
ceren (102)
Hermesçilik ve Kökeni I_vote_lcapHermesçilik ve Kökeni I_voting_barHermesçilik ve Kökeni I_vote_rcap 
kaos (100)
Hermesçilik ve Kökeni I_vote_lcapHermesçilik ve Kökeni I_voting_barHermesçilik ve Kökeni I_vote_rcap 
Naim (91)
Hermesçilik ve Kökeni I_vote_lcapHermesçilik ve Kökeni I_voting_barHermesçilik ve Kökeni I_vote_rcap 
SERSERİ (80)
Hermesçilik ve Kökeni I_vote_lcapHermesçilik ve Kökeni I_voting_barHermesçilik ve Kökeni I_vote_rcap 
mynighteye07 (71)
Hermesçilik ve Kökeni I_vote_lcapHermesçilik ve Kökeni I_voting_barHermesçilik ve Kökeni I_vote_rcap 
< class="" height="25"> En son konular
» ......ki ....... olsun
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimeC.tesi Şub. 14, 2009 1:02 am tarafından

» Alttakine en son ne'zaman herhangi birseyi yaptığını sorun..
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimeC.tesi Şub. 14, 2009 12:58 am tarafından

» Hikayenin Devamını Sen Getir
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimeC.tesi Şub. 14, 2009 12:54 am tarafından

» Dürüstlük oyunu
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimeC.tesi Şub. 14, 2009 12:47 am tarafından

» üstekini kafasına ne düşşün ?
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimeC.tesi Şub. 14, 2009 12:43 am tarafından

» EVET-HAYIR Oyunu
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimeC.tesi Şub. 14, 2009 12:40 am tarafından

» Badem Full Albümleri
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimeCuma Şub. 13, 2009 9:05 pm tarafından

» Ustteki Uyeyle Asansörde Kapalı Kalsan Ne Yapardın ?
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimeCuma Şub. 13, 2009 8:39 pm tarafından

» SİMS 2 oYUn ReSimLeRi:d=) komiq resimler
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimeCuma Şub. 13, 2009 8:31 pm tarafından

Anahtar-kelime
ozanların dili
< class="" height="25"> Arama
 


 Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
< class="" height="25"> Tanımak Mı İstiosn ? Biraz Dha YakLass (H) :afro:
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimePaz Ara. 07, 2008 2:48 pm tarafından fearking01
Herkese SLm.. Foruma Kankim Emre Dagli Sayesinde Kayıt oLdum.. En Kısa Zmanda Forumda İİ yerLere GeLicem İns. Bu Actigim iLk Konu Kendimi Tanıtarak BasLamak İstedim. İstanbul K.Çekmece'de Oturuorum. Eşref BitLis Lisesi Lise 2. Sınıf Fen Ögrencisiyim. 1.60 Boyunda 50 KiLoyum. Müzik DinLemek - Pc De TakıLmak - Sohbet Etmek - Gezmek Tozmak En Sevdigim Seyler .Herkese Forumda GüzeL …

Yorum: 2
< class="" height="25"> kendim!
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimePerş. Kas. 27, 2008 5:14 pm tarafından kaos
kaos 34(gazidenlisesi/( ist bağcılar tiçaret lisesi :mekan şahın durak koca sinan .YENİ BOSNA

adım Erhan!

Yorum: 0
< class="" height="25"> >>>Den1z<<<(BaBa)
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimeSalı Kas. 25, 2008 5:07 pm tarafından >Den1z<
Adım Deniz Yas 17 Uzun Boyluyum (1.76) Kilom (63) Ela Yeşil karısık göz renklerim vaR Lise3 Ögrencisiyim Avcılar Ticaret Meslek Lisesi nde Okuyorum Bölümün LojistiK ^^

Eger beni daha Yakından Tanımak isteyenleR

E-Posta= Tramp_boyy@windowslive.com EkleyebiliR

Yorum: 0
< class="" height="25"> B€N
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimeC.tesi Kas. 01, 2008 12:06 am tarafından ebuş
merhaba arkadaşlar ben ebru BTML okuyorum lise 2 deyim kurallara uyan biriyim ama bana uymayan bi kural oldumu ozaman kuralları çiğnerim ayrıca ARABESK takılırım ve CİMBOMLUYUM şimdilik bu kadar yeter ileri de daha iyi tanışırız allaha emanet olunuz

Yorum: 12
< class="" height="25"> selamun aleykum
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimeSalı Ekim 28, 2008 5:03 pm tarafından FaTiH CaN
Adım FatiH Istanbul ERhanın sınıf Ark

Yorum: 6
< class="" height="25"> Selam arkadaşlar
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimePerş. Kas. 06, 2008 10:24 pm tarafından ceren
Mrh Bn ceren 16 yasındayım erhanın kardeşiyim!
Burcu sahıpse bnde Ste sahıbıyıım Very Happy Razz

Yorum: 3
< class="" height="25"> sLmLar akiLLifoRum`un güzeL inSanLaRi
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimePaz Kas. 09, 2008 3:04 am tarafından Root`adminiStRatoR
heRkeSe sLmLaR iSmim metin ankara`dan.èRhan & ßurcu kuzenLeRim oLuRLar Smile Siteyi koparmaq için ßuradayım Razz

Yorum: 4
< class="" height="25"> seLam ahaLi x]
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimeC.tesi Kas. 01, 2008 2:44 pm tarafından meTaL_kaLp
seLam miLLet ben hiLaL Lise 2 ye gıdıorum rock dınLerım Basketball erhan KanK ın aracıLığı iLe burdayım umarım eğLeniriz ii forumLar lol!

Yorum: 10
< class="" height="25"> merhaba arkadaslar
Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimePerş. Kas. 06, 2008 10:06 pm tarafından Sheker-KıS
slm ben BTML den tugba lise 2 ye gidiyorum eglenceli biriyim pop müzik dinlerim genellikle rockla fln işim olmaz kankim erhan aracılığıyla geldimm buraya ilerleyen zamanlarda inş. hepinizle tanısırız... Smile Smile Smile

Yorum: 7
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
< class="" height="25"> Forum
< class="" height="25"> Forum

 

Hermesçilik ve Kökeni

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Yazar Mesaj
ADMİN
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
ADMİN

Erkek
Yaş : 31 Kayıt tarihi : 27/09/08 Mesaj Sayısı : 678 Nerden : İstanbuL/Güne$Li

Hermesçilik ve Kökeni Vide
MesajKonu: Hermesçilik ve Kökeni   Hermesçilik ve Kökeni Icon_minitimeCuma Ekim 31, 2008 3:54 pm

İ.S. 390 yılında İskenderiye'deki Serapis Tapınağı ve hemen yanıbaşındaki Büyük İskenderiye Kitaplığı Hıristiyanlar tarafından yıkıldı. İ.S. 415 yılında ise ünlü filozof ve matematikçi Hypatia, bir Hıristiyan keşişler grubu tarafından öldürüldü. Bu iki ayrı olay, yüz yıllar süren Mısır inançlarının sona erdiğini ve "Karanlık Çağlar"ın başladığını gösteriyordu.

Ne yazık ki kimi tarihçiler bu olayları, içerdikleri Hıristiyan etkisini görmezden gelerek, Helen akılcılığına karşı Doğu fanatizminin birer baş kaldırışı olarak yorumladılar. Oysa olayları çıkaranlar, Mısırlı Hıristiyanlardı ve Mısır o günlerde Roma İmparatorluğunun uzun zamandan beri Hıristiyanlaşmış bir eyaletiydi.

Mısır dini, İ.S. II. ve III. yüz yıllarda olağanüstü bir hızla yok olmuş; Mısır, diğer Roma eyaletlerinden önce Hıristiyanlığı ateşli bir biçimde kabullenmişti. Aslında Mısır dininin hızlı çöküşünün, firavunlar devletinin ve Mısır ulusunun erimesi ile oluştuğunu saptamak olanaklıdır. Mısır, İ.Ö. 700'den beri çoğunlukla yabancı uluslar tarafından yönetilmişti. Etiyopyalılar, Persler, Yunanlılar ve Roma İmparatorluğu Mısır topraklarını her zaman özel bir eyalet olarak görmüşlerdi. Bu yabancı yöneticiler, Mısır dini ile iyi ilişkiler içinde olmayı ülkenin denetimi için bir önkoşul olarak saymışlardı. Mısır inançları tüm bu dönemler boyunca da gelişip yayılmasını sürdürmüştü. Ancak, bu olumlu dönem Mısır dininin sonraki yıllarda ortaya çıkan hızlı çöküşünü daha ilginç biçime getirmektedir. Zira Mısır dininin çöküşü, yabancıların baskıcı yönetimine bağlanabilseydi, çöküşün çok daha önceleri, örneğin Pers yönetimi altındaki İ.S. VI. ve IV. yüz yıllar arasında gerçekleşmesi gerekirdi.


Mısır'ı yöneten Makedonya kökenli Ptolemiler, bir taraftan kendilerini Mısır uygarlığını koruyucusu gibi gösterirken, diğer taraftan Mısır uygarlığı tarafından özümsenme tehlikesinin bilincindeydiler. Bu bakımdan Ptolemiler, kendi kültürlerini korumaya ve Mısır'ı Yunanlılar eliyle yönetmeye kararlıydılar. Mısırlı rahipler ise, her ne kadar yabancı yöneticiler ile iyi geçinmeye çabalasalar da, kişisel düzeyde yönetimden uzak kalmaya ve bir ölçüde Mısır ulusçuluğunu korumaya gayret etmişlerdi. Ancak, İ.S. II. yüz yıla gelindiği zaman, dört yüz yıl süren Yunan yönetiminden sonra, Mısırlı ve Makedonyalı üst sınıflar ortak bir Helen uygarlığı içinde Mısır dini ile kaynaşmışlardı. Roma yönetimi ise, Mısır dinini coşku ile "uluslararası" niteliğe kavuşturmaya çabalamış, oysa bu yaklaşım Mısır ulusçuluğunu savunan rahiplerin konumunu zayıflatmıştı.




İ.S. III. ve IV. yüz yıllarda Mısır dinine karşı oluşan düşmanca duyguların belirli bir sınıfsal temeli vardı. Hıristiyanlık, başlangıçta zenginlere karşı yoksul ve orta sınıfları temsil ediyordu. Bu nedenle Mısır tapınaklarının inanılmaz zenginliklere sahip olması ve rahiplerin yoksulları sömürmesi tepkilere yol açmıştı. Helenleşmiş kozmopolit üst sınıfların sürdürdüğü Mısır dinine karşı, Filistin'den gelmiş olmasına karşın uluslararası bir nitelik taşıyan Hıristiyanlık yoksulları yanına çekmeyi başarmıştı.

Bu toplumsal ve siyasal etkenlerin Mısır dininin yıkılmasında önemli bir pay sahibi oldukları konusunda kuşkuya yer yoktur. Ancak, bu etkenler hızla gelişen acil sorunlar olmaktansa, yavaş yavaş büyüyen, uzun vadeli gerilimlerdi. Yine de Mısır dininin çöküşünde baş rolü oynayan, şaşırtıcı bir örgütlenme yeteneğine ve coşkusuna sahip olan, tektanrıcı ve evrensel Hıristiyan inancının herkese kolaylıkla ulaşabilmesiydi.

Hıristiyanlığın giderek daha güçlü bir biçimde yerleştiği İ.S. 150 ile 450 yılları arasında Mısır büyük bir siyasal ve dinsel belirsizlikler ve çeşitlilikler döneminden geçmekteydi. Antik Mısır inançlarının bir ölçüde mirasçısı konumunda bulunan Hermesçiler, Neo-Platoncular ve Gnostikler, Tanrı'ya bireysel olarak ya da ezoterik örgütlenmeler sayesinde ulaşılabileceği inancına eğilim göstermekteydiler. Bu yollara girebilmek içinse, gizemli ve çetin bir inisiyasyon sürecinden geçmek zorunluydu. Bu yöntemin kilit unsurlarından biri, her adayın içmek zorunda olduğu gizlilik andıydı. Söz konusu gruplar her türlü açıklığa düşmandılar; zira gerçek bilgelik ancak ezoterik bir dizge içinde ve uzun bir süreç sonunda elde edilebileceğine inanıyorlardı. Bu örgütler için en önemli unsur inançlarının içerdiği gizemlerdi. Bu gizemleri, başkalarına açıklamak inançlara kökten ihanet etmek anlamını taşırdı. Tüm bu gizlilik örtüsüne rağmen, kimi inanç modellerinin ana çizgilerini belirlemek olanaklıdır.




Antik çağın sonlarında bir "üçleme" saplantısı vardı. Hıristiyanlığın "üçlübirlik" (teslis) inancında ve Hermes Trimegistos (Üç Kez Güçlü Hermes) geleneğinde bu olgu kolaylıkla görülebilir. Hermesçiler, Neo-Platoncular ve Gnostikler arasında iki temel türden üçlübirlik uygulaması vardı. Bunların ilkinde, tıpkı Hristiyanlıkta olduğu gibi, bir baba Tanrı, babanın gücünü harekete geçiren bir oğul ve baba ile oğul arasında bir tür köprü işlevini gören üçüncü bir güç vardı.

Daha yaygın olan ikinci üçlübirlik ise, yaratıcı gücün yani "Demiurgos"un ardında bir "Gizli Tanrı" olduğu inancına dayanıyor; bu iki Tanrı ya birbirinde tümüyle ayrı ya da gizemli bir biçimde birleşmiş olarak görülüyordu. "Gizli Tanrı" yani Platoncu düşüncedeki "İyilik" ilkesi ya da "İlk İlke" yaratma eyleminin karşısındaki saf düşünce idi. Üçlübirliğin üçüncü üyesi büyük bir çeşitlilik gösteriyor, "Dünyanın Ruhu", "Tanrısal Akıl" olarak adlandırılıyordu. Ancak temel işlevi, bir yandan üçlübirliğin diğer iki unsuru arasında köprü görevi görmek, diğer yandan da onları birbirinden ayırmak gibi diyalektik bir işlev idi.

Aslında Hermesçilik, Neo-Platonculuk ve Gnostisizm "iki katlı" felsefeler idi. Bir katında kitleler için inançlar, öteki katında seçilmişler için bilgi yani "Gnosis" vardı. Ne var ki, Gnosis akılsal bir bilgi olmayıp, insanın kendini bilmesi gibi sezgisel ve bilinçsel bir süreci kapsamaktaydı.

Aydınlanmış azınlık olarak seçkinler eğitim ile, etik ve dinsel uygulamalar sayesinde Tanrı'ya, kitleler için gizli olan İlk Neden'e yaklaşabilirlerdi. Kitleler ise Demiurgos'un ötesinde hiç bir şeyi göremezdi. İnsanın kendi içine dönüşü, ezoterizm ve seçkincilik, insanın fiilen ya da potansiyel olarak Tanrısal olduğu inancını da birlikte getiriyordu. Bunun kaynağı, ölen firavunun Osiris'e dönüştüğü biçimindeki Mısır inancı olabilir. Mısır dininin geç dönemlerinde bu inanç bir biçimde demokratikleşmiş ve halka açılmıştı. Her insan, kendini adama, iyi bir eğitim ve doğru bilgi sahibi olmakla, Osiris'e dönüşme ve böylece ölümsüzlüğü elde etme şansına kavuşmuştu. Mısır inancında Tanrı, insan da dahil olmak üzere, herşeyde var olabilirdi.

Hermesçi, Neo-Platoncu ve Gnostik akımların formel bir örgütlenmeden yoksun olmaları ve insanın iç dünyasına yönelik böyle yöntemlerin bireyselliği zorunlu kılması, kurumsallaşmış Mısır dininin çöküşünden sonra ortaya çıkan kaotik duruma pek uygun düşüyordu. Mısır dininin kalıntılarından doğan üç inanç akımı Hermesçilik, Neo-Platonculuk ve Gnostisizm idi. Hermesçiler, herşeye kafa tutarak, Mısırlı kaldılar. Neo-Platoncular Helenleşerek bağlılıklarını Platon düşüncesi üzerinde yoğunlaştırdılar. Gnostikler ise kendilerini Hıristiyan olarak gördüler. Kuşkusuz bu üç akım arasında ayrılıklar ve rekabetler oluyordu. Yine de bu üç akım birbirlerine yalnızca biçimsel olarak benzemekle kalmıyorlardı; aralarında ilişkiler kuruyor ve birbirlerinin yapıtlarından etkileniyorlardı.





Sözünü ettiğimiz üç akım arasında en eskisinin Hermesçilik olduğuna ve diğer iki akımın oluşması üzerinde doğrudan etkisi bulunduğuna kuşku yoktur. Öte yandan, Hermesçilik de Helen, Yahudi, Pers, Mezopotamya ve Mısır dinlerinden etkilenmiştir. Ancak din tarihçileri arasında bu etkilerden hangisinin en büyük ağırlığa sahip olduğu konusunda pek ateşli tartışmalar sürmektedir. Elbette bu tartışmalar Hermesçiliğin yaşı sorununu da gündeme getirmektedir. Hermesçiliğin ve Hermesçi literatürün (Corpus Hermetica) Mısır kökenli olduğunu savunanlar akımın tarihini de geriye doğru götürme eğilimini taşımaktadırlar.

Aslına bakılırsa, Mısırlılarca Demotik yazıyla ve Kıpti dilinde yazılmış olan Hermetica'nın üzerinde önemli ölçüde eski Mısır inanç ve uygulamalarının etkisi olduğunu kabul etmek mantıklıdır. Üstelik Roma döneminde hiç kimse Hermesçiliğin Mısırlı olduğu düşüncesine karşı çıkmamıştır.

Ancak, Hermesçiliğin kökeni sorunu göründüğünden daha büyük öneme sahiptir. Sorun, Hermesçiliğin yalnızca Gnostisizm ve Neo-Platonculukla bütünsel bağlantısında değil, aynı zamanda bir bütün olarak Platonculukla yani doğrudan Helen felsefesi ile ilişki içinde olup olmamasındadır. Zira, Hermesçilik ile "Yuhanna İncili" ve "Aziz Pavlus'un Mektupları" arasında yakın bir benzerlik bulunmakta, Hermesçiliğin Hıristiyan teolojisini doğrudan etkilemiş olduğu belirlenmektedir. Eğer Hermetik metinler (Hermetica) Hıristiyanlık öncesine ait ve Mısır kökenli ise, o zaman Hıristiyan teolojisinde, bugüne kadar ileri sürülen Helen ve Platon etkisinin dışında, Mısır etkisinin olduğunu kabul etmek gerekecektir. Üstelik, Platon ile Pythagoras'ın fikirlerini Mısır'dan aldığı yolundaki görüşü reddetmek iyice güç olacaktır.

Hıristiyanlığın düşünsel temelinde Ari ırk dışında bir kökenin bulunmasına şiddetle karşı çıkanlar, Hermetica'nın tarihlendirmesini İ.S. I.-III. yüz yıllar arasına oturtmaktan çekinmemişlerdir. Oysa, Hermetik metinlerin daha eski dönemlere tarihlendirilmesi gerektiğini işaret eden en önemli nokta, Hermes'in Mısır Bilgelik tanrısı Thot ile özdeş olmasıdır. Bu özdeşlik konusunda tüm bilim adamları fikir birliği içindedir. Ayrıca "Thot'un Yazıları" düşüncesinin çok eski olduğu açıktır. 18. Sülale zamanında revaçta olan "Ölüler Kitabı" içinde "Thot'un Yazıları" sık sık anılmaktadır. Plutharkos da "Hermes'in Yazıları"ndan söz etmektedir. Tüm bunlara ek olarak, DHWTY (Üç Kez En Büyük Thot) sözcüğü Yukarı Mısır'daki Esna'da bulunmuş ve İ.Ö. III. yüz yıldan kaldığı belirlenmiştir. Ayrıca, DHWTY sözcüğü Sakkara'da bulunan İ.Ö. III. yüz yıllara ait Demotik metinlerde de okunmuştur. Bu yeni bulgular Hermes Trimegistos'u ve Hermetik metinleri Hıristiyanlık öncesine tarihlendirmektedirler.



Resmi büyütmek için tıklayın...


Genellikle Thot kültünün en çok Ptolemiler döneminde yayıldığına inanılmaktadır. Oysa, bin yıl önceki döneme ait "Ölüler Kitabı"nda Thot son derece önemli bir konuma sahip olan ve en çok dua edilen tanrıydı. Fakat, eski Thot kültü ile Hermesçilik arasında kesin bir ayrım çizgisi çekilmesinin nedeni, Hermesçiliğin soyut Platoncu felsefesidir. Önceki dönemlerde Mısırlıların soyut din kavramları oluşturabilmesi olanaklı görülmemiştir. Oysa bu kanı da yanlıştır. İ.Ö. II. Bin yıla tarihlendirilen "Memfis Teolojisi" adlı metinler bu kanının yanlışlığına kanıttır. Bu metinlerde, tanrı Ptah evreni önce kalbinde yaratmakta, sonra konuşma eylemiyle gerçeğe dönüştürmektedir. Bu anlayış, Platoncu ve Hıristiyan "Logos" (Kelam) anlayışına dikkat çekecek ölçüde benzemektedir. Mısır dininde Thot yazının mucidi, matematiğin başlatıcısı, tılsımlı sözlerin ustası, Tanrısal konuşma eyleminin ve hatta evrenin yaratıcısı olarak görülüyordu. Bu son iki özelliğiyle Thot, "Memfis Teolojisi" metinlerindeki Ptah ile özdeşleşiyor ve sonradan gelişen Platon felsefesi ve Hıristiyan teolojisindeki "Logos" kavramına da uygun düşüyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://akilli.benimforum.org

Hermesçilik ve Kökeni

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Akıllı Forum :: DİN BÖLÜMÜ :: Dini Konular :: Dünya Dinleri -